Değerli Eğitim Yöneticileri ve Öğretmen Arkadaşlarım, Kıymetli Veliler ve Sevgili Öğrenciler;

08 Eylül 2014 Pazartesi günü başlayan 2014–2015 eğitim-öğretim yılının birinci dönemini huzur ve güven içerisinde sona erdirmenin mutluluğunu hep beraber yaşıyoruz. Her bir eğitim-öğretim döneminde olduğu gibi bu dönemde de eğitim yöneticilerimiz, saygıdeğer öğretmenlerimiz, fedakâr anne-babalarımız; geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızın daha bilgili ve donanımlı, azimli, kararlı, inançlı, cesaretli ve ileri görüşlü olmaları için büyük gayret sarf ettiler. Bu gayretli ve takdire şayan çalışmalarından dolayı tüm eğitim yöneticilerimize, saygıdeğer meslektaşlarıma, fedakâr anne-babalarımıza şükranlarımı sunuyorum.

Eğitim kurumlarımızın önemi, günümüzde artarak devam etmektedir. Çağımızın gerektirdiği donanım ve bilgilere sahip, nitelikli, özgüveni yüksek, kendi yeteneklerini fark etmiş ve bu yeteneklerini geliştirmek için çaba sarf eden, vatanını ve milletini seven, milli ve manevi değerlerine saygılı bireyler yetiştirilmesinde eğitim kurumlarımız büyük bir rol üstlenmektedir.

Sevgili Öğrencilerimiz,

Öğretmenlerimiz hayatımızı anlamlı kılan sizlerin; sosyal kişilikleri gelişmiş, analitik düşünceye sahip, bilgiyi gündelik hayatına aktarabilen, vatanını ve milletini seven, bizi biz yapan milli ve manevi değerlere sımsıkı bağlı bireyler olarak yetişmeniz için çalışmaktadır. Sizler de bir eğitim-öğretim dönemi boyunca büyük çabalar sarf edip derslerinize devam ettiniz. Tüm bu çalışmaların karşılığı olan karnelerinizi alacak olmanın heyecanı içinde olduğunuzu biliyoruz. Karneler; öğrenim sürecinin değerlendirilmesi, bu değerlendirmenin ailenize ve size iletilmesi için bir araçtır. Sorumluluk duyan, planlı çalışan, gayret gösteren, kendine ulaşılabilir hedefler koyan öğrencilerimiz iyi notlar elde ederken bazı öğrencilerimiz de istenilen performansı ortaya koyamamış olabilir. Karnenizle aldığınız sonuçları tüm eğitim hayatınızı kapsayacak şekilde değerlendirmeyiniz. Bugün başarılıysanız yarınları ihmal etmeyiniz. Karnenizden mutlu değilseniz umutsuz olmayınız. Çünkü formülün sizin elinizde, zihninizde olduğunu biliniz ve çalışmaya devam ediniz. Olumsuz bir durumu olumlu hale dönüştürmenin fırsatları her zaman sizin elinizdedir. İkinci dönem sizden beklediğimiz, bu azim ve kararlılıkla derslerinizdeki eksiklerinizi gidermenizdir. Azimli, planlı çalışmanın sizi başarılı olmaya götüreceğine emin olun.

Değerli Velilerimiz,

Çocuklarımızın almış oldukları başarılı ya da başarısız notlar, genel olarak çocuklarımızın eğitiminden sorumlu olan herkesin bu konudaki çabalarının sonuçlarıdır.  Öğrencilerimizin başarılı olduğu durumları, karneleri nasıl sahipleniyorsak başarısız olduğu durumların sorumluluğunu üstlenmek erdemine de sahip olmalıyız. Bu yüzden veliler olarak kendimizi de sorgulamak zorundayız. Karne gününü beklemeden okuldaki performansını dönem içinde takip eden, çocuklarının duygu ve düşüncelerini anlayıp onlara önem veren ve gerekli önlemleri alarak çocuklarının başarılı olması için çaba sarf eden velilerimiz için çocuklarının başarıları elbette mutluluk ve gurur kaynağıdır. Çünkü bu başarı, bir emeğin ve fedakârlığın karşılığıdır. Başarılı olan çocuklarımızın velilerini buradan tebrik etmek istiyorum.

            İstenilen başarıyı elde edemeyen öğrencilerimizin velileri, elbette çocuklarının bu durumuna üzüleceklerdir. Fakat bu üzüntüyü bir suçlamaya dönüştürüp çocuklarımızı üzmeyelim, başta kendimizi sorgulayalım. Çocuğumuzun başarısız olmasının nedenlerini araştıralım.  Hiçbir öğrenci, karnesinde başarısız not olmasını istemez ve her anne-baba, çocuğunun başarılı olmasını ister. Öğrenciler, başarısız olmaktan ve anne-babasını hayal kırıklığına uğratacak olmaktan dolayı üzülür. Başarısız bir karne getiren çocuk, belli etse de etmese de bu durumdan çok rahatsızdır; hem anne-babasının tepkileri hem de başarısız olmanın getirdiği suçluluk, üzüntü, hayal kırıklığı, pişmanlık gibi duyguları yaşar. Öncelikle çocuklarımızın yaşamış oldukları bu duyguları anlamamız gerekmektedir.

Sevgili Öğrencilerimiz,

2014–2015 eğitim-öğretim yılının birinci dönemini geride bıraktığımız bugün; bir eğitim-öğretim döneminin  yorgunluğunu üzerinizden atmak için dinlenmek, eğlenmek en doğal hakkınız. Fakat tatil dediğimiz; gece geç vakitlere kadar oturulan, ertesi gün de öğleye kadar uyunan, internette boş boş vakit geçirilen ya da televizyonda amaçsızca kanallar arasında gezinilen bir zaman dilimi değildir. Bu tür düşünce ve davranışlar, sizleri yarıyıl tatilinde dinlendirmekten çok yoracaktır. Dönem başından itibaren alışmış olduğunuz düzenin birdenbire bu kadar keskin bir şekilde bozulması; vücudunuzun uyum sağlamasını zorlaştıracak, ardından tembellik oluşturacak, ikinci dönemin başlamasıyla birlikte bu tembelliği üzerinizden atmanız kolay olmayacaktır. Tüm bunlarla karşılaşmamak için düşük yoğunluklu çalışmalar planlayın. Yarıyıl tatilinde nasıl bir yol izleyeceğinizi önceden belirlemek sizi rahatlatacaktır. Kitap okumayı tatilde sakın ihmal etmeyin. Çünkü kişinin kendisini, çevresini ve dünyayı doğru biçimde algılayıp yorumlaması, yaşadığı sosyal çevreye uyum sağlaması, akademik başarısının artması kitap okumayla doğrudan ilişkilidir.

Bu duygu ve düşüncelerle tüm öğretmen, öğrenci ve velilerimize sağlıklı, mutlu bir tatil diliyor; sevgi ve saygılarımı sunuyorum.