Akran Zorbalığı: Şiddetsiz Okul İçin Bir Bakış

Vedat Ali İnam

“Şiddetsiz bir okul yalnızca kurallarla değil kalpten, güvenle ve aidiyetle kurulan bağlarla mümkündür.”

Toplumu saran şiddet ve çatışma kültürü ne yazık ki okullara da yansımaktadır. Literatürde “akran zorbalığı” olarak tanımlanan; öğrencilerin birebir ya da grup hâlinde birbirlerine uyguladıkları fiziksel, sözel ya da duygusal şiddet biçimleri hem eğitim-öğretim hem de hukuk açısından ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Zorbalığın Kökeni: Aileden Okula Yansıyan Davranışlar

Araştırmalar; aile içi şiddetin, ilgisizliğin veya aşırı baskıcı ebeveyn tutumlarının çocuklarda saldırgan davranışları beslediğini göstermektedir. Araştırmalar aile ilişkilerinin öğrencilerin akran zorbalığına yönelik tutumlarını etkilediğini ortaya koymuştur. Ayrıca öğrencilerin duygusal ve sosyal becerileri düşükse, zorbalığa yönelme olasılıkları artmaktadır.

İspanya’da yapılan bir çalışmada öğrencilerin duygusal zekâ ve sosyal becerileri arttıkça zorbalığa katılma oranlarının azaldığı görülmüştür. Dolayısıyla zorbalığın önlenmesinde yalnızca öğrencinin davranışlarını düzeltmek yeterli değildir. Aile içi dinamiklerin, iletişimin ve ebeveyn tutumlarının da değerlendirilmesi gerekir.

Okulun Rolü: Bilgiden Önce Güven

Okullar yalnızca bilgi aktarılan mekânlar değil çocukların karakterlerinin şekillendiği, ilişki kurma becerilerinin geliştiği, aidiyet ve güven duygusunun kökleştiği alanlardır. Ancak şiddetin hâkim olduğu bir ortamda okul öğrenme merkezi olmaktan çıkar, çocuk savunma durumuna geçer, sessizleşir, merak ve yaratıcılık yerini çekinmeye bırakır.

Araştırmalar, akran zorbalığının öğrencilerin okula aidiyetini, akran iş birliğini ve sosyal ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir. Örneğin, Çin’de yapılan bir araştırma; zorbalığın, öğrencilerin “okula aidiyet” hislerini düşürdüğünü ve bunun da “akranlarla iş birliğini” azalttığını gözler önüne sermiştir.

Bu bağlamda, güvenli ve bağ kurucu bir okul iklimi oluşturmak önceliklidir.

Ne Yapılabilir? Çok Katmanlı Bir Mücadele

Zorbalıkla mücadele çok katmanlı olmalıdır. Öğrencilerin tutum ve davranışları, olaylara öğretmen ve okul yöneticilerinin yaklaşım şekli, okul kültürü, ailelerin çocuk yetiştirme süreçleri ile yasal düzenlemeler birlikte ele alınmalıdır.

1.Hukuki ve Kurumsal Düzenlemeler

Şiddet ve zorbalıkla mücadelede yalnızca eğitim yönü değil yasal sorumluluk da devreye girmelidir. Örneğin, bazı ülkelerde zorbalık “okul güvenliği” kapsamında ele alınmış ve ister öğrenci ister veli boyutunda yaptırımlar öngörülmüştür.

Kurumsal olarak şunlar önemlidir:

•Zorbalık vakalarına okul idarelerinin gecikmeden müdahale etmesi gereklidir.

•Ebeveynlerin zorunlu rehberlik veya eğitim programlarına yönlendirilmesi; bu yönlendirmelere velilerin mutlaka uyması sağlanmalıdır. Ebeveynlerin bu yönlendirmelere uymaması durumunda kanuni yaptırım yoluna gidilmelidir.

•Öğrencinin yineleyen zorbalık davranışlarının kayıt altına alınması (anne babaların e-Devlet sisteminde bu kayıtların görünürlüğünün sağlanması gibi), zorbalıkta ısrar eden öğrencilerin üniversite eğitimlerinde burs ve kredi imkanlarından yararlandırılmaması, caydırıcı bir tedbir olarak düşünülebilir.

•Öğretmen ve yöneticilerin düzenli hizmet içi eğitimlerle desteklenmesi, bu eğitimlerin gönüllülük esasına göre değil düzenli periyotlarla yapılması sağlanmalıdır.

2.Psikolojik Destek ve Erken Müdahale

Erken fark etme ve destekleyici okul iklimi oluşturma stratejileri oldukça önemlidir. Okullarda rehberlik servislerinin güçlendirilmesi, öğretmenlerin travma farkındalığına sahip olmaları ve sosyal-duygusal öğrenme programlarının uygulanması gereklidir.

Örneğin, Güney Kore’de zorbalık yapan ergenler üzerinde uygulanan “sosyal ve duygusal yeterlik geliştirme” programı; empati, duygusal düzenleme ve sosyal becerileri artırarak zorbalık davranışlarını azalttığını göstermiştir.

Ülkemizde akran zorbalığı alanında yapılan bir çalışma, duygusal farkındalık etkinliklerinin ilköğretimde zorbalığı azalttığını ortaya koymuştur.

3.Şiddetsiz Kültürün Temeli: İletişim

Şiddetin olmadığı bir okul için açık iletişim şarttır. Öğrencilerin duygularını ifade edebildiği, fikirlerini paylaşabildiği, fikir ayrılıklarını güvenle dile getirebildiği bir ortamda “şiddetsiz iletişim” kültürü gelişir. Empati, duyguların tanınması ve yargı yerine anlayış koymak bu sürecin olmazsa olmazlarıdır.

Araştırmalar göstermektedir ki sosyal-duygusal öğrenme programları uygulanan okullarda öğrencilerin akran ilişkileri, öğretmenleriyle ve diğer öğrencilerle ilişkileri daha olumlu hâle gelmektedir.

4.Rol Model Olma

Çocuklar, yetişkinlerin söylediklerinden çok yaptıklarını taklit eder. Öğretmen bir sınıfta sabırsız, kırıcı ve otoriterse; öğrenciler de benzer tutumlar kazanabilir. Oysa adil, sabırlı ve dinleyen bir öğretmen; sınıf ortamında güven ve saygı iklimi yaratır. Okul çalışanlarının, yöneticilerin ve öğretmenlerin tutumları; zorbalığı önlemede kritik bir rol oynar.

5.Ailelerle İş Birliği

Okulun görevlerinden biri de velilere rehberlik etmektir. Aile-okul iş birliği, erken fark etmede ve çözüm üretmede anahtar bir rol oynar. Velilere yönelik psikoeğitim programları, çocukların duygusal farkındalığını ve iletişimini güçlendirir.

Aile içinde şiddet, ilgisizlik ya da baskı gibi unsurlar varsa, bu durum okulda zorbalık davranışlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle ailelerin bilinçlenmesi büyük önem taşır.

Nitekim yapılan bir çalışma, aile ilişkilerinin öğrencilerin zorbalık tutumlarını anlamlı biçimde etkilediğini göstermiştir.

6. Aidiyetin İnşası: Güvenli Okulun Kalbi

Güvenli bir okul, yalnızca cezalarla değil aidiyet duygusuyla, farklılıkların kabul edildiği ve her öğrencinin kendini değerli hissettiği bir atmosferle kurulur. Araştırmalar, okul tutumunun akran zorbalığıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Okula aidiyet hissi yüksek olan öğrenciler, zorbalığın etkilerine karşı daha dirençlidir.

Gerçek başarı, öğrencilerin sınav notlarıyla değil ne kadar iyi insan olduklarıyla, okulda ne kadar mutlu olduklarıyla ve sosyal-duygusal dayanıklılıklarının ne kadar geliştiğiyle ölçülür.

Şiddetin ve zorbalığın olmadığı okullar, güvenli bir toplumun teminatıdır.