Başbakan Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı'nda (Rio 20 Zirvesi) Genel Kurul'a hitap etti.
BİZZAT İNSANLAR TARAFINDAN ÜRETİLMİŞ SORUNLAR
Katılımcılara ''Değerli dostlarım'' diye seslenen Başbakan Erdoğan, bundan, sadece 2 asır önce, insanlığın karşısındaki en önemli sorunların, savaş, göç, yoksulluk ve salgın hastalıklar olduğunu, bugün ise 2 asır öncesinin sorunlarına ek olarak, çevre kirlenmesi, iklim değişikliği, küresel ısınma, susuzluk, açlık ve daha fazla salgın hastalık gibi sorunlarla karşı karşıya olunduğunu anlattı.
''Açıkçası, 2 asır öncesinin sorunlarına eklenen bugünkü yeni sorunlar, tabii sorunlar değil, bizzat insanlar tarafından üretilmiş sorunlardır'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
BENCİLLİĞİN ŞEKİLLENDİRDİĞİ BİR DÜNYA..
Biz, atalarımızdan aslında böyle bir dünya miras almadık. Eğer, tedbir alınmazsa, ne yazık ki çocuklarımıza, bundan daha iyi bir dünya miras bırakamayacağız. Hırsın, açgözlülüğün, sınırsız tüketimin, bencilliğin şekillendirdiği bir dünya, gelecek nesiller için yaşanabilir bir dünya olmayacaktır. Bir tarafta, sınırsız şekilde harcayan, sınırsız şekilde tüketen, sorumsuzca, bencilce kaynakları eriten bir kitle varken, diğer tarafta, ağzına tek lokma koymadan günler, hatta haftalar geçiren çok daha büyük bir kitle var.
BEN İNSANIM DİYEN HERKESE VEBALDİR
Geçmişten farklı olarak, kitle iletişim araçlarıyla artık dünyanın her köşesinden anında haber alabiliyoruz. Böyle bir dünyada, takdir edersiniz ki, insanlığa ait küresel her sorun, 'ben insanım' diyen herkesin üzerinde bir vebaldir, bir mesuliyettir. Kimi ülkeler, etraflarına ördükleri duvarlarla, dünyanın geri kalanına kayıtsız şekilde yaşamlarını sürdürebilirler. Hiç kuşkusuz, böyle bir ben merkezcilik, bugün o ülkeleri, o halkları refaha sevketse de, onların çocuklarını, onların torunlarını, gelecek nesilleri son derece olumsuz şekilde etkileyecektir.
ÇOCUKLARIN KATLEDİLDİĞİ BİR DÜNYA..
Çocukların katledildiği bir dünyada hiç kimse sorumluluktan kurtulamaz, kadınların, sivillerin acımasızca öldürüldüğü bir dünyada hiç kimse sorumluluktan kurtulamaz. Yoksulluk, hukuksuzluk, terör, hatta devlet terörü mazlumları hedef alırken, hiç kimsenin o mazlumlara sırtını dönme, tepkisiz kalma, sessiz kalma lüksü yoktur. Bugün, dünyamızı tehdit eden sorunlara kayıtsız kalanlar, bilmelidir ki, er ya da geç, o sorunlar ya seyredenleri, ya da seyredenlerin çocuklarını, torunlarını gelip bulacaktır
FOKLARI DA FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARI DA GÖRELİM
İnsanlığı topyekun tehdit eden meseleler karşısında, dayanışma, paylaşma, empati kurma artık kaçınılmaz bir hal, hatta tek çözüm yolu olarak karşımıza çıkıyor. Elbette Yağmur Ormanları'nı koruyacağız, elbette yunusları, fokları, eko sistemi en güçlü şekilde muhafaza edeceğiz. Ama, Filistinli çocukları, Suriyeli kadınları, Afganistanlı masumları, Afrikalı, Somalili mağdurları görmeyen, kendisine dert edinmeyen bir insanlık, kendi vicdanını kaybederek, dünyaya ait ne varsa yok olmasına göz yumacaktır. Bugün, tek ihtiyacımız olan, küresel bir vicdandır. Küresel vicdanı oluşturmak, vicdan sahibi herkesin bugün birinci sorumluluğu olmak zorundadır. İnanın, küresel vicdanın egemen olduğu bir dünya, dünkünden daha yaşanabilir, yarınlara umutla bakan, umut vadeden bir dünya olacaktır.
Başbakan Erdoğan, Rio Zirvesi'nin, ''küresel bir vicdan oluşumuna katkı sağlamasını'' temenni ederek, konuşmasını bitirdi.