CHP için yazılıp çizilenlerine baktıkça gülesim geliyor.
Öyle saçma sapan şeyler yazılıyor ki…
Örneğin;
Bir yazar çıkıp diyor ki: “CHP adına beklentim o dur ki, Aksakal da her kesim tarafından gerek kişiliği, gerek siyasi tavırları, gerek meclis üyeliği ile gönlünde taht kuran Ercan Şimşek’i desteklesin ve kongreye ‘tek aday’ olarak gidilsin.”
Böyle deli saçması bir düşünce olur mu Allah aşkına!
Yusuf Aksakal başka bir aday çıkaracaksa neden delege seçimlerinde Ercan Şimşek’le birlikte hareket etsin. Neden köy köy, mahalle mahalle delegeleri ziyaret edip destek istesin.
Ercan Şimşek’e muhalif olan isimler şimdi teker teker çıkıp diyor ki “Ben aday değilim. Kongreye tek liste gidilmeli”
Yok efendim kongreye tek adayla gidilmesin…
Ercan Şimşek’in karşısına bir aday çıksın…
Şimdi yapılan bu açıklamalar, kaybedilen delege listelerinden sonra “Bakın biz destekledik aday bile olmadık yada çıkarmadık” söyleminden bir başkası olamaz.
Madem demokrasi diyorsunuz…
Buyurun hodri meydan…
Herkes bilir ki kongre öncesi CHP’de “Birlik beraberlik” mesajları faso-fisodur.
CHP kongrelerin partisidir.
Demokrasi yarışır, aday yarışır…
Madem demokrasi var, buyurun seçim meydanına…
Çıkarın bir adayda bizde bilelim hangi gurubun CHP’de ne kadar güçlü olduğunu…
Delege seçimlerinde mevcut başkan Ercan Şimşek’in karşısında olan muhalif grup, bugün çıkıp diyor ki “Kongreye tek adayla gidilmeli, tek listeyle gidilmeli”
Ya Yusuf Aksakal’la Ercan Şimşek arasında bir problem varmış gibi gösterilmeye çalışılıyor…Ya da Yusuf Aksakal’ı Gölbaşı’nda yeme operasyonunu başlatmış oluyorlar.
Bunun adı bana göre “tek adayla birlik beraberlik” mesajları değil,
İl başkanlığına, genel merkeze şirin görünme çabasıdır…
E kusura bakmayın ama ona da gücünüz yetmez gibime geliyor…
Ya da belli bir kesim Yusuf Aksakal üzerinde Ercan Şimşek üzerinde baskı kuruyor. Medya da bunu maalesef körüklüyor.
Aslında bu savaş CHP’nin iç savaşı halinden çıkıp, medya savaşı haline dönüştü.
Bir öbür taraf medya grubu muhalif grubuna yönelik haberler yapıyor, yazılar yazıyor. Bir öbür tarafta malumunuz ben…
Bakınız medeni cesareti olan varsa, niyetini açık açık belli eder.
Taraf gazetesinin sloganı neydi “Düşünmek taraf olmaktır”
Bende malumunuz düşünüyorum ve düşündükçe şu an için CHP’de Ercan Şimşek adına, MHP’de Mahmut Aksoy adına, Ak Parti’de Osman Karaaslan adına taraf oluyorum.
Niçin biliyor musunuz? Çünkü aklın yolu birdir.
Yeri gelir eleştiririz, yazarız, çizeriz.
Hatalarını yüzüne vururuz…
Yanlışlarını yazarız…
Partileri adına, temsil ettikleri zümre adına yanlışta ısrar ederlerse, yanlarında değil karşılarında oluruz.
Ama biz basın mensupları da taraf olabiliriz.
“Basın tarafsız olmalı” diyenler de onu benim külahıma anlatsınlar.
Basın sadece haberlerinde tarafsız olur…
Objektif olur…
Gerçekçi olur…
Tarafsız olmak gazeteci için, farklı seslere yer verebilmektir.
Tarafsız olmak gazeteci için, farklı seslerin haklılığını hissetiğinde onların yanında olmaktır.
Tarafsız olmak gazeteci için, kendi siyasi ideolojin karşısında bile yanlışları söyleyebilmek ve yazabilmektir.
Her neyse ben Ercan Şimşek olsaydım ve karşımda böyle bir muhalif grup olsa ve benim tek adaylığımı destekleyen açıklamalar yapsaydı:
Açıkçası kuşkuya düşerdim…
Delege seçimlerinde yumruk yumruğa bile gelmek üzereyken, şimdi birden bir ne oldu da beni nedensiz ve sebepsiz istiyorlar diye…
Ben Ercan Şimşek olsaydım çıkar derdim ki…
“Bu bir demokrasi yarışıdır. Çıkabilecek varsa buyursun çıksın meydana. Kongrede yarışalım.” Derdim. Ama ne ben Ercan Şimşek’im ne de CHP’liyim. Bunları da Ercan Şimşek’in deme şansı yok.
Ama birçok CHP'lininbenim gibi düşündüğünü, duygularıma tercüman olduğunu iyi biliyorum…
Bir CHP'li diyor ki…
“Çıkan aday varsa buyursun çıksın” diye…
Bu kongreyi Ercan Şimşek’in karşısında aday bile olsa “Açık ara” farka kazanacağı belli.
O yüzden muhalif gruplar , mecburiyetten Ercan Şimşek tek aday olsun mantığı hakim sürmeye başladı.
Benim bu düşünceme itiraz edip
Beni mahcup etmek istiyorsa,
Öngörülerimin yanlış olduğunu,
İspat etmek istiyorsa...
Hatta beni rezil-rüsva etmek istiyorsa...
O kongre salonunda çıkarır bir adayı, o seçimin sonunda da kazanır.
Güç dediğin böyle olur…
Siyaset dediğin böyle yapılır…
Çıkarsın, kazanırsın yada kaybedersin...
Türlü türlü oyun içine girmezsin...
Siyaset delege seçimlerinde mağlup olup, sonradan tek aday olsun mantığıyla yürümez.
Dipnot: Delege seçimlerinde Ercan Şimşek ve yönetimine bayrak açan, delege seçimlerinde karşısında olan Nuriye Atabey’in duruşuna özel bir teşekkür ve takdir etmek gerektiğini düşünüyorum.
Neden mi?
Delege seçimlerinde desteklediği delege listesinin kazanması için mücadele etti.
Neden mi?
Desteklediği listesinin kaybetmesine rağmen duruşundan taviz vermedi.
Neden mi?
Ercan Şimşek’in karşısına aday çıkarmak için mücadele etti, aday çıkarmasa da duruşunu bozmadı, il başkanlığına ve genel merkeze şirin görünmek için “Ercan Şimşek’i destekliyorum” ya da “Kongreye tek liste halinde” gidelim yönünde bir beyanatı da olmadı..
Şu erkek siyasetçilerin Nuriye Atabey'den öğreneceği çok şey var galiba….