Mahmut Özgener veda etti

Mahmut Özgener, genel kurulda yaptığı konuşma ile TFF üyelerine veda etti.

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı olarak son kez konuşan Mahmut Özgener, verimli çalışmalar yaptıklarına inandıklarına ifade ederken, uzun vadeli projelere imza attıklarını söyledi. "Futbolun en önemli sorunu şiddettir" diyen Özgener, hakemler hakkında da açıklama yaparak, "Hakemlerimize hep güvendik" şeklinde konuştu. Türk futbolunun alt yapı çalışmalarında çağ atladığının altını çizen Mahmut Özgener, son olarak "Türk futboluna hizmet etmek gururdur" dedi ve sözlerini "Hakkınızı helal edin" diyerek tamamladı.

MAHMUT ÖZGENER'İN AÇIKLAMALARI

"Bugün burada Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı sıfatıyla son kez karşınıza çıkıyorum... Bu son konuşmamda geçtiğimiz dönemdeki çalışmalarımızı uzun uzun anlatmayacağım... Geride kalan döneme baktığımda verimli ve sonuç getiren çalışmalar yaptığımıza inanıyorum... Bugün burada aktaracağım konu başlıkları bizim dönemimizde önemli adımlar attığımız, ancak sonuçları orta vadede alınacak ve gelecek yönetimimizin de üstüne titizlikle eğileceğine inandığım konular...

"PROJELERİMİZ TÜRK FUTBOLU İÇİN HEP UZUN VADELİ OLDU"

Görevde bulunduğumuz süre içinde, futbolun gündemine takılıp kalmadan, daha çok orta ve uzun vadeli projelerle Türk futbolunun kalıcı sorunlarına çözüm bulmaya çalıştık. Sadece ülke futbolumuzun değil, dünya futbolundaki yönetim kurumlarının bu sorunlar üzerine yaptığı çalışmalara destek verdik.
Son 2 yılda Türkiye genelinde yaptırdığımız kamuoyu araştırmalarıyla da ortaya çıkan en önemli gerçek, futbolumuzun en önemli sorununun şiddet olduğu...
Dünya futbolu da şiddetle olan mücadelesini çeşitli platformlarda sürdürüyor.

"FUTBOLUN EN ÖNEMLİ SORUNU ŞİDDET"

Dünyada futbol ekollerinin gelişimine baktığımızda; şiddeti yenemeyen ülkeler, gelişimlerini belli bir yere kadar sürdürebiliyorlar. Şiddeti gündemlerinden çıkartamayan ülkeler ise belirli bir seviyede takılıp kalıyorlar. İlerlemeleri, gelişmeleri duruyor...
Büyük paralar ödeyen sponsorlar, şiddet olaylarından markalarının zarar görmemesi için geri çekiliyorlar. Tribün seyircisi belli bir kesim dışında statlardan uzaklaşıyor. Bu uzaklaşmanın birinci sebebini şiddet olarak gösteriyor...
Dönemimizde şiddetin durdurulması için birçok çalışma yaptık. Bu konuda hükümet ve meclisimizden aldığımız destekle uluslararası standartlarda, yerel koşullara uygun bir yasa çıkarttık...
Şiddet yasasının yürürlüğe girmesi, sezonun ve görev dönemimizin son bölümüne denk geldiği için yasa henüz tam anlamıyla uygulanma şansı bulamadı.
Yasayla yeni yönetimimize, futbolumuzdaki şiddeti sonuçlandırabilmesi için çok önemli bir temel oluşturduk. Yasa layığıyla uygulandığı takdirde, futbolumuzun en büyük sorunu belirli bir zaman süreci içerisinde çözüme kavuşacaktır.
Bu konuda kulüp yöneticilerimizin desteğinin çok önemli olduğunu özellikle vurgulamak istiyorum. Hepsinin futboldaki şiddetin sona ermesi konusunda samimi olduklarına inanıyorum.
Bizim dönemimizde üzerine büyük bir titizlikle eğildiğimiz diğer bir konu da hakemlerimiz oldu. Hakemlerimiz belki de Türkiye'deki en zor işi yapıyorlar.

"HAKEMLERİMİZE HEP GÜVENDİK"

Aynı araştırmalarda bir gerçek çok açık bir şekilde ortaya çıkıyor. Kamuoyumuz da bizim gibi hakemlere güveniyor. Ve yapılan hataları hakemlerimizin yeteneklerine değil, içinde bulundukları ortama bağlıyorlar.
Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren hakemlerimiz konusunda anahtar sözcüğümüz "güven" oldu. Bir insana güvenmeden ondan adalet bekleyemezsiniz.
Türkiye Futbol Federasyonu olarak hakemlerimize güvendik. Onların uluslararası alanda başarılı olacağına inandık. Özellikle eğitim konusunda yaptığımız atılımlarla, gelişmelerini, ilerlemelerini sağladık.
Yeni dönemde bu çalışmaların süreceğini biliyoruz. İlerleyen yıllarda çok daha fazla elit hakemimizin uluslararası karşılaşmalarda görev alacağına inancımız sonsuz.
Futbolumuzda uluslararası başarılara son 20 yılda ulaştık. Daha önceki durumumuz hepinizin malumu... Son 20 yılda yakaladığımız başarılarla ilgili en önemli sorun ise istikrar...
Dünya Kupası, Avrupa Şampiyonası gibi dev turnuvalarda üçüncü olan, finali kılpayı kaçıran takımlarımız bu zirve noktalarının ardından, dip yapabiliyorlar.
Futbolumuzun kemikleşmiş sorunlarından biri de "istikrar".

"ALT YAPI ÇALIŞMALARINA ÇAĞ ATLATTIK"

Bu sorunun çözümü ise herkesin üzerinde uzlaştığı bir konu: "Altyapılar"... Yönetim dönemimizde hem bu konuda daha önce başlatılan çalışmaları sürdürdük, hem de yeni atılımlarla altyapılarımızı güçlendirdik.
Bu çalışmalar kamuoyundan da büyük destek görüyor. Federasyonumuzun başarılı bulunduğu konuların başında altyapılar geliyor.
Bu vesileyle, sponsorluk yatırımlarında altyapıya da büyük önem veren iş ortaklarımıza da bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Yeni yönetimimizin bu çalışmaları daha da güçlendirerek sürdüreceğine ve orta vadede çok iyi sonuçlar alacağımıza inanıyorum. TFF gelirleri 245 milyon liraya ulaştı
Dönemimizde Türk futbolunun gelirlerinde ciddi bir yükseliş olduğu, mali tablolarımızda da ortaya çıkan bir gerçek... 124 milyon liralık bir gelirle devraldığımız Türkiye Futbol Federasyonu'nu 245 milyon liralık bir gelirle devrediyoruz. Özellikle yaptığımız yayın ihalesiyle kulüplerimize büyük bir maddi kaynak sağladık. Sponsorluk anlaşmalarımızın hemen hepsini ciddi yükselişlerle yeniledik. Bir spor organizasyonun veya takımının marka değerini anlamak için en önemli gösterge sponsorların ona biçtikleri değerdir.
Ligimizin, Türkiye Futbol Federasyonu'nun, Milli Takımlarımızın, kısacası futbolumuzun marka değerini artırdık. Yayıncı kuruluşumuzla büyük bir sinerji içinde çalıştık.
Artık ligimiz, dünyanın en büyük liglerindeki örnekleri gibi her maçı canlı yayınlanan bir futbol organizasyonu haline geldi. Bu durum, her kulübümüz için orta vadede sponsorluk ve saha kenarı reklam gelirlerinin artmasını sağlayacaktır.
Gelirlerin en doğru şekilde kullanılması için, futbol dünyasının yönetim kurumlarının oluşturduğu kriterlere uyum sağlamak için çalışmaları başlattık.
Milli Takımlar yapısal dönüşüm geçirdi.
Yönetim dönemimizde Milli Takımlarımız da yeni bir sürece girdi. Milli Takımlarımızda sadece teknik anlamda değil, yapısal anlamda önemli olduğuna inandığımız değişikliklere imza attık.

Futbolumuzun teknik yönetimini ikiye ayırdık.
Türk futbolunun gelecek kuşaklarına olumlu derecede etki edecek ve uzun vadede başarılı olacağına inandığımız bu sistemi; kariyeri başarılarla dolu, dünyanın sayılı teknik adamlarından Guus Hiddink önderliğinde hayata geçirdik.
Bunun yanı sıra, gurbetçi oyuncularımızın milli takımlar bünyesine kazandırılması konusunda ciddi adımlar attık. Bugün tüm yaş kategorilerinde millilerimizin Avrupa arenasında boy göstermesi, Türk futbolunun geleceği açısından umut veriyor.
Yaratılan bu uzun soluklu projenin ilk somut başarısı da umuyoruz ki, A milli takımımızın Euro 2012 finallerine katılması olacaktır.

"ALT LİGLERE SÜPER LİG KADAR ÖNEM VERDİK"

Bir diğer olumlu gelişme de Spor Toto İkinci ve Üçüncü Liglerimizde yaşandı. TFF statüsünde değişikliklere giderek, profesyonel liglerde mücadele eden tüm kulüplerin Genel Kurul'da temsil edilebilmesinin yolunu açtık.
Yapılan yeni uygulama ve planlamalarla kulüplerimizin yükünü hafiflettik. Liglerimizi yeniden yapılandırarak sponsorluk ve İddaa gelirlerini artırdık. Spor Toto'nun isim sponsorluğu için verdiği kaynağın daha fazlasını da ekleyerek 2. ve 3.Ligdeki 90 kulübümüzün sezon boyunca deplasmandaki yol ve konaklama masraflarını karşıladık.
Buna bağlı olarak, alt liglerde oynanan futbolun kalitesinde ve seyirci sayısında gözle görülür bir yükseliş gerçekleşti. Ülkenin dört bir yanındaki kulüplerimiz ve başkanları kaynaştı. Kulüplerin de tüm bu yapılan yeni düzenlemeleri memnuniyetle karşılaması, atılan adımların ne kadar doğru olduğunu bizlere gösterdi.
Tüm bu gelişmeler ışığında, artık Spor Toto Süper Lig dışındaki profesyonel liglerimiz de daha sağlam temeller üzerine kurulu ve sağlıklı bir yapıya sahip.
Bu sezon hayata geçen Bölgesel Amatör Lig, daha ilk yılında en başarılı projelerinden biri haline geldi. Futbolu yaygınlaştırma misyonu içeren bu lig sayesinde, profesyonel futbolun olmadığı 26 ilimiz deplasmanlı futbol heyecanı yaşandı.

"U20 DÜNYA KUPASI'NI ÜLKEMİZE KAZANDIRDIK"

Aradan geçen yaklaşık 3 yıllık süre zarfında, ülkemize uluslararası futbol organizasyonları kazandırmak için var gücümüzle çalıştık.
2009 yılında UEFA Kupası adıyla son kez yapılan finale Şükrü Saracoğlu Stadı'nda ev sahipliği yaptık. 2012'de, 34 yıl aradan sonra UEFA Kongresi'ne ev sahipliği yapacak olmamız ve U19 Avrupa Kadınlar Şampiyonası da gurur duyduğumuz gelişmeler oldu. Onursal Başkanımız Şenes Erzik'in, üst üste 6.kez UEFA İcra Kurulu üyeliğine seçilerek rekor kırmasını, Türk futbol ailesi adına bir kez daha tebrik ediyorum.
Bunun yanı sıra, ülkemizde bir Dünya Kupası gerçekleştirilecek olmasının haklı gururunu yaşıyoruz. 2013'te Türkiye'de yapılacak U20 Dünya Kupası, ülkemizde önümüzdeki yıllarda üst düzey bir uluslararası organizasyon düzenlenmesi açısından büyük bir önem taşıyor.
Kaldı ki, bu 3 yıllık gibi kısa bir süre zarfına, EURO 2016'yı Türkiye'ye kazandırma konusunda ciddi bir efor sarf etmemize karşın, 1 oy gibi küçük bir farkla turnuvayı Fransa'ya kaptırmanın da derin üzüntüsünü yaşadık. Fakat tüm bu gelişmeler gösterdi ki, Türkiye artık büyük bir organizasyona ev sahipliği yapmaya hazır ve ülkemiz Euro 2020'nin en kuvvetli adayı konumunda...
Bugün burada bir kez daha sizlere veda etmek için buradayım.

"FUTBOLA HİZMET UZUN BİR MARATON"

Futbolumuzun bugünkü durumu ile ilgili görüşlerimi, aday olmayacağım basın toplantısında paylaşmıştım.
Futbolcularımızın, teknik adamlarımızın maç çıkışlarında çok sık tekrarladığı bir söz var: "Lig uzun bir maraton"...
Bana göre "Futbola hizmet, çok daha uzun bir maraton"...
Her zaman yeni hedeflerin ortaya çıktığı, daima ileriye bakmanız gereken, durduğunuz anda geriye düşeceğiniz bir yarış...
Türk futbolu adına, bu maratonda önemli kilometreleri geride bıraktığımızı düşünüyorum. Günlük çekişmeler ve tartışmalar bir kenara bırakılıp, ileriye bakıldığı takdirde ulaşamayacağımız hedef yok... Hizmet maratonunda koşacak yeni arkadaşlarımıza şans, güç ve sabır diliyorum...
Türk futbolunun dünya sıralamasındaki yeri tartışılır, daha yüksekleri hak ettiğimiz söylenebilir. Ancak dünya üzerinde "en yüksek potansiyel taşıyan futbol ülkesi" diye bir sıralama yapılsa Türkiye kesinlikle ilk sırada yer alır.
Bu potansiyeli gerçeğe çevirmek için yapısal reformları yaptık, teknik yapılanmaya imza attık, finansal kaynakları yarattık. Bu potansiyelin önündeki en büyük tehlike olarak duran şiddete karşı yasa çıkarttık.
Bizden görevi devralacak yeni yönetimimizin her konuda yanında olacak, özellikle başlattığımız süreçlerin tamamlanması konusunda her türlü desteğimizi vereceğiz.
Çalıştığımız dönem içinde Türk futbolunu hak ettiği yere getirmeye çalıştık ama futbolumuzun her zaman çok daha fazlasını hak ettiğini biliyoruz...

"TÜRK FUTBOLUNA HİZMET ETMEK GURURDUR"

Bizim için zorlu bir dönemdi.
Büyük mutlulukların yanı sıra üzüntüler de yaşadık ancak takım arkadaşlarımla yaşadığımız hiçbir an için pişmanlık duymadık.
Türk futboluna hizmet ettiğimiz her saniye tarif edilemez bir gurur yaşadık. Şimdi bu büyük onuru yeni gelen çalışma arkadaşlarımıza devretme zamanı geldi. Hepsinin sonsuz başarılara ulaşmalarını, Türk futbolu adına çok büyük mutluluklar yaşamalarını diliyorum.
Türkiye Futbol Federasyonu Genel Kurulu üyelerine, futbol hayatımın en anlamlı ve mutlu yıllarını yaşama şansını bana verdikleri için bir kez daha teşekkür ediyorum.
Tüm futbol ailesini huzurlarınızda son kez selamlıyorum...
Hakkınızı helal edin..."

Spor Haberleri

Ankara Keçiörengücü'nden taraftara destek çağrısı
Ankara Keçiörengücü dolu dizgin
Ankara Keçiörengücü Erzurumspor maçı hazırlıklarına başladı
Başkent ekibi hırslı çalıştı
Aktepe Stadı'nda ilk antrenman