Bu Ramazan Metabolizmanızı Dinlendirin!

Bütün yaz özenle verdiğiniz kilolar size güzel bir görüntünün yanı sıra hafif bir beden sağladı. Metabolizma makine gibidir, nasıl ayarlarsanız öyle çalışır. 11 ay alıştığı düzenin dışında 1 aylık bir dinlenme periyodu başladı ramazan ayıyla birlikte. Ramazan ayının metabolizmanız açısından tam bir dinlenme dönemi şeklinde geçmesini istiyorsanız bu önerilere kulak verin! Bu yıl ramazan son yıllara göre biraz daha farklı olacak. Çünkü açlık süresi biraz daha uzun ve yaz mevsiminin sonlarına rastlaması da cabası. Aslında ramazanda değişen tek şey yemek saatleri. Yani ramazan ayında bedenin ihtiyaçları ne artıyor ne azalıyor. Yine günlük belirli  miktarda protein, karbonhidrat, yağ ve sıvı alımını sağlamanız gerekir. Bu ramazanı kilo almadan, sağlık sıkıntıları yaşamadan atlamanız için işte size öneriler…

Günde en az 3 öğün şart !

Çoğu ramazan ayında kilosunu korumak veya kilo vermek amaçlı sadece iftarla yemek yeme olayını sınırlandırmak ister. Ancak bütün gün aç kalan bedeninize iftarda bir sefer çok yükleme yaptığınız anda savunma mekanizması olarak yediğiniz çoğu şey yağ olarak depolanır. Bu ramazanda iftar, sahur ve ara öğün olmak üzere bu 3 öğünü sakın atlamayın.

İftarda 10-15 dakikalık mola!

Dikkat etmeniz gereken en önemli şey, orucunuzu ister 1 bardak su ile ister 1-2 adet hurma ile açın, 1 kase çorba veya birkaç dilim posalı ekmek ve biraz peynir yedikten sonra 10-15 dakika mola verin. Bütün gün aç kalan bedeninize mola vermesini sağlamak her ne kadar güç de olsa; mola vermediğiniz zaman, yemek yemeyle birlikte birden kan şekeriniz yükselir ve yediğiniz miktar ne olursa olsun doygunluk hissine ulaşamazsınız. Arkasından bir uyku hali bir yorgunluk hissiyle hafif bir şekerleme yapıp “tabi, bütün gün aç kaldıktan sonra ezginlik hissettim” derseniz. Aslında yaşadığınız kan şekerinizde ki ani iniş ve çıkıştan sonra kafanıza balyoz yemişlik halidir. Ve yediğiniz yemeğin büyük bir kısmı yağ olarak depolanır. Bu nedenle mola vermelisiniz. Ve bu moladan sonra iftar sofranızda mutlaka zeytinyağlı bir sebze yemeği ile, ızgara et veya kurubaklagil gibi bir protein kaynağı ve kan şekerinizde ki iniş çıkışları düzenlemesi açısından bir kalsiyum kaynağı olarak yoğurt veya cacık bulundurmalısınız.

Ramazan tatlısı güllaç!

Ramazanın vazgeçilmezlerinden olan tatlılara gelince; tabi ki tatlı yiyebilirsiniz, ancak doğru zamanda ve doğru tatlıyı seçerek. İftardan en az 2 saat sonra ve genelde sütlü veya meyveli tatlıları tercih etmelisiniz. Yemeğin hemen sonrasında yiyeceğiniz tatlının büyük bir kısmının yağ olarak depolanacağını unutmamalısınız.  Yıllardır ramazan ayıyla bütünleşmiş bir tatlı olan güllaç iftardan sonra tercih edilebilecek tatlılar arasındadır.

 Kabızlık yaşamayın!

İftardan 1-2 saat sonra başlayan ve sahura kadar devam edebilen ara öğünlerde özelikle meyve alımını yeterli düzeyde tutmalı ve tercihen bağırsaklarınızı çalışmasına yardımcı olacak meyveleri seçmelisiniz. Kayısı, incir, erik, armut gibi taze meyveler veya kompostolar bağırsağınızın düzenlenmesinde yardımcı olacaktır. Yine tatlı yemeği tercih ediyorsanız bu da kesinlikle ara öğünde olmalıdır.

Sahuru Atlamayın!

Sahuru sadece su içerek geçiştirmek ya da gece yatmadan önce bir şeyler atıştırarak oruç tutmaya çalıştığınızda açlık süresini uzatırsınız ve kan şekeriniz çok erken saatlerde düşer. Bu da gününüzün verimsiz geçmesine, halsiz, yorgun ve gergin hissetmenize neden olur.

Sahurda yemek yerken ki düşünce “yarın akşama kadar aç kalacağım, çok yemek yemeliyim” olamamalıdır. Bu şekilde bol miktarda yağ depolarsanız. Önemli olan o öğün olarak ihtiyacınızın karşılanmasıdır. Genellikle kahvaltı türü, peynir, yumurta, zeytin, bir bardak süt ve bol miktarda çiğ sebzeyi tercih etmelisiniz. Günlük sıvı ihtiyacı ramazanda da 2-2,5 litre civarındadır. İftardan başlayarak sahura kadar su, bitki çayı, soda, taze sıkılmış meyve suyu içerek sıvı ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz.

www.nihaltuncer.com