MHP İlçe Başkanından, Belediye Başkanına, Meclis Üyelerinden, Parti üyesine kadar herkes birbiriyle kavgalı durumda.

Objektifler önünde sahte gülücükler atılıyor, zoraki birlik ve beraberlik mesajları veriliyor ancak bu durum sadece o anki görüntüyle sınırlı kalıyor.

Sanmayın ki bu görüntü sadece MHP için geçerli,

Diğer partiler içinde de sahte gülücükler yok değil…

Ancak konumuz bu sefer MHP, diğer partilere de sıra sonra gelecek.

Her neyse MHP İlçe Başkanı Selçuk Dağdelener’e partililer tarafından ağır biçimde “partiyi bitirmek üzere” şeklinde eleştiriler var.

MHP İlçe Başkanı Selçuk Dağdelener’den parti üyeleri oldukça rahatsız durumda. Dağdeneler’in görevini tam olarak yerine getiremediği görüşü partililerde oldukça hakim. Genel seçim öncesi birlik ve beraberlik mesajları veren MHP’de bu durum artık yok diyebiliriz. Gölbaşı’nda artık sanki bir ilçe başkanı yokmuş gibi, belli kişilerce zirveler yapılıyor, durum değerlendirmeleri yapılıyor, partinin Gölbaşı’nda ki geleceği masaya yatırılıyor.

İlçe başkanı kalkıp ta “Benim bundan haberim yok” diyorsa o zaman kuyusunun kazıldığından da haberi yok. Meclis üyeleri de ilçe örgütü ile birlikte hareket etmiyor. Lider, doktrin esasına dayanan MHP’de ne liderden eser var, ne de doktrinden.

Bana sorarsanız MHP’de yönetim tarzı problemi var. Gölbaşı’nda ki MHP liderleri kendilerini seviyor, ancak arkadaşları liderlerini sevmiyor. Alan razı ama, satan razı değil yani.

Bu işe Yakup Odabaşı’nı dahil etmezsek olmaz. Mevcut Belediye Başkanı, hem de MHP’den seçilmiş. Yönetim tarzında ilk başlarda aşırı partizanlık yapsa da, artık bu huyundan vazgeçmiş görünüyor. Doğru olanda bu.

Ancak parti rozetini çıkardım dediyse de, kaldırıp ta çöpe atacak hali yok. Siyaseti elbette yapıyor ama, MHP’de Odabaşı egemenliğinden rahatsız olanların sayısı oldukça fazla. Genel seçimlerde alınan düşük oyda parti tabanını rahatsız eden gelişmelerden.

İşin özü MHP’de de yavaş yavaş kazan kaynayacak. Aralık ayında muhtemelen yapılması beklenen kongrede yine aday bolluğu yaşanacağı aşikar. Selçuk Dağdelener, parti içinde ki dengeleri tutmayı beceremedi ve kamplaşmaya önemli ölçüde katkıda bulundu.

Gölbaşı’nda sadece ilçe başkanlarından Selçuk Dağdelener error vermiyor. Gölbaşı’nda siyaset tam anlamıyla error veriyor.  Örgütüyle kavga eden, arkası olmayan partililere kese kağıdı muamelesi yapan, gücü elinde bulunduranlara ise ağamsın anlayışı sergileyen böyle bir şeflerin bu saat itibariyle dikiş tutturması oldukça zor.

Çünkü yaşam, incikli, boncuklu sloganlar atmaktan ibaret değil, aslolan o sloganları pratiğe geçirmektir.
Yok olmuyorsa, zorlamanın da anlamı yok.
Birileri gelir herkese, hem sloganı, hem de pratiği aynı anda gösterir…

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim.

Geçtiğimiz günlerde yerel bir gazetede bir haber okudum. Haberde Büyükşehir Belediyesi eleştirilmiş. Bir mahalle muhtarı büyükşehir belediyesinin hizmet yapmadığından ve kendisiyle ilgilenmediğinden yana dert yanmış.

Peki dert yanan kim?

Karşıyaka mahallesi muhtarı..

Peki o muhtar kim?

Satılmış Deveci…

Satılmış Deveci kim?

Bilmeyenlere biz söyleyelim.

Ak Parti İl Genel Meclis Üyesi Mehmet Deveci’nin babası…

Aynı zamanda Ak Parti İlçe Başkanı Ramazan Şimşek’in de dayısı.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu…

Hem oğlun, hem yeğenin Ak Parti’de üst düzey siyaset yapacak,

Eleştirdiğin kurumda Ak Parti’li Büyükşehir Belediyesi olacak..

Düşündürücü, ancak o muhtarın daha önce MHP’li olduğunu varsayarsak

Pekte şaşırtıcı değil.

Ancak sayın muhtarın bilmesi gereken bir şey var.

Büyükşehir Belediyesinin yollarına en çok asfalt attığı mahalle kendi mahallesi.

Muhtar bari eleştiri yaparken, elini vicdanına koymayı unutmasaydı KEŞKE…