Bugün kameralar karşısına geçen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, ana muhalefetin İsrail ve Suriye ile ilgili dış politika eleştirilerine sert çıktı.

Bölgedeki Baasçı yönetimlerle CHP arasında fikri bir yakınlığın olduğunu ileri süren Çelik, sözlerini bir adım daha ileri taşıyarak, 'Suriye'de yüzde 15'lik bir kesim ülkeyi yönetiyor. Acaba sayın Kılıçdaroğlu mezhepsel bağlardan ötürü mü Suriye'deki Baasçı yönetimi savunuyor.' diye konuştu.

Video hazırlanıyor..

İşte Hüseyin Çelik'in açıklamalarının satır başları:

En ilkel kabilelerde bile dış saldırılarda bir bütün olma durumu var. Ancak ana muhalefet partisi bunu bile yapmadı ve İsrail ağzıyla konuştu. CHP bu konuda çok kötü bir sınav verdi, sınıfta kaldı.

CHP TÜRKİYE'NİN BAAS PARTİSİ

Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin Baas Partisidir. Arap ülkeleri kendi ülkelerindeki Baasçı rejimlerden kurtulma çabasında biz bunu destekliyoruz.

Suriye'de yüzde 15'lik bir kesim ülkeyi yönetiyor. Acaba sayın Kılıçdaroğlu mezhepsel bağlardan ötürü mü Suriye'deki Baasçı yönetimi savunuyor.

Arap ve müslüman halklar demokratikleştikçe İsrail'in işi daha da zorlaşacaktır. Demokrasiyle başa gelenler kendi halklarının dertlerine tercüman olacaklardır. İsrail Arap Baharı'ndan da ürkmektedir. Mübarek'in yönettiği Mısır İsrail'in daha çok işine geliyor.

YA YÖNLENDİRİLEN YA DA YÖN VEREN ÜLKE OLACAĞIZ

Biz bir yol ayrımındayız, ya yönlendirilen bir ülke olacağız ya da yöneten yönlendiren küresel iradenin bir parçasımı olacağız. Ama yanlışlara itiraz edebilen bir ülke olacağız. Biz sıfır sorunlu dış politika derken kötü birşey mi dedik? Asırlar boyunca oluşan sorunları bir anda ortadan kaldıramazsınız. Her sondajdan petrol çıkmaz. Petrol bulana kadar sondaja devam edeceğiz.

Hükümetimizi popülist bir politikayla suçluyorlar. Kıran kırana bir seçim yaşandı. Popülist bir uygulama yaptığımızı kimse söyleyemez. Arap Sokağı'na yönelik bunu yapmıyoruz. İnsanlık vicdanı için bunu yapıyoruz.

BİZ İSRAİL HÜKÜMETİNE KARŞIYIZ YAHUDİLERE DEĞİL

Biz İsrail'in hükümetinin politikalarına itiraz ediyoruz. İsrail'in yaptıklarını eleştiren bir yığın vicdan ehli insan var. Bütün Yahudileri'ne savaş açan faşist bir zihniyet bize yakışmaz. Yeryüzündeki yahudilerle bir problemimiz yoktur. Bizim sıkıntımız İsrail hükümetinin yaptığı zulümlerdir.

Bütün ırkçılar toptancıdır. Biz böyle bir zihniyet içinde değiliz. Sizin 9 vatandaşınız öldürüldü. Buna nasıl sessiz kalabilirsiniz?

FÜZE SAVUNMA SİSTEMİ

Bir taraftan gerilim var bir taraftan da füze kalkanı projesine Türkiye destek veriyor. NATO'nun İsrail'i korumak gibi bir görevi yoktur. Bu ilk gündeme geldiğinde itirazlarını dile getirmiştir. Füze savunma sisteminin şu ve ya bu ülkeye yönelik olmadığı kabul edilmiş ve karara bağlanmıştı. NATO'ya üye ülkelerin korunmasını amaçlayan projede Türkiye'nin tezleri kabul edildi. Türkiye'de onlarca NATO noktası var. Bu bir ABD projesi değildir. Radar sistemi gelecek ama bu radarlara da saldırabilirler deniyor. Bütün hedeflere saldırabilirler.

Lahey Adalet Divanı konusu var. Türkiye'nin taraf olmadığı için başvuruların kabul edilmeyeceği söyleniyor ama Dışişleri Bakanlığımız bu konuda gerekli çalışmaları yapıyor.

KILIÇDAROĞLU YOLUNU ŞAŞIRDI SOMALİ YERİNE KENYA'YA GİTTİ

Somali ziyaretinde olduğu gibi bütün taklitler aslını yaşatır. Yolunu da şaşırdı Somali diye Kenya'ya gitti. Arkasından sayın Kılıçdaroğlu da Mısır'a gidiyorum derse şaşırmıyorum. Bütün muhalifler homojen değil. Türkiye bunlara dost ve kardeş elini uzatabilir. Sayın Başbakan'ın bu seyahatini de çok önemsiyoruz.

Sayın Başbakanımız, üst düzeyde o ülkelere giden ilk devlet adamlarından biri olacak

DENİZ FENERİ DAVASI: MEDYA MAHKEME GÖREVİ YAPIYOR

Türkiye'de bir çok dava mahkemelerden ziyade medyada görülür oldu. Mahkum ve mazlum ilan edilen bir çok dava var. Eğer medya bu işi yapacaksa mahkemelerin işi ne? Bu Ergenekon, Balyoz ve Deniz Feneri için de geçerlidir..

Deniz Feneri ile ilgili bir fırtına kopartılıyor. 2010 yılında Balyoz Davası'na bakan savcılar Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görevden alındılar. Bu davada değişiklik yapılınca normal oluyor da Deniz Feneri davasında neden normal oluyor.

Medya gerçeğin peşine düşeceği yerde kendi gerçekliğini yaratmak isterse bu doğru olmaz.