ENGEL...

tek kelime...

bir çok şey barındırır içinde...

engel sizin bedeniniz de mi yoksa beyninizde mi?

bedensel engelli olmak sizin tercihiniz değildir....

kader diyelim...

Ama beyninizde algılama da bir sorun varsa

işte bu engel tamamen size bağlıdır...

algılama güçlüğü olanları tanıdım...

ben bedenlerinde ki engellere değil

o gün beyinlerindeki engellere takıldım....

Çok uğraştım ama o engelleri kaldıramadım...

Onlar için yapılacak bir şey yok artık....

Onlar ne derseniz deyin kendi inandıkları

ile yaşamayı kabul etmişlerdi çünkü...

siz ne derseniz deyin........

Haber yazarsınız...

Manşete taşırsınız...

Bizim üzerimizden prim yapmayın derler...

Susarız.....

beyninde algılama engeli olanlar...

Sorunlarımızı neden yazmıyorsunuz derler...

Şaşırırız…

Bizi malzeme olarak kullanmayın derler...

Aman haşa... derizz....

niyet bellidir....

Yaşamınızı kolaylaştırmalarını

sağlamaları için yazarız...

Uyarırız...

Engellilerin kullandığı alanları

işgal etmeyin diye...

Yazarız....

Hani engelliler için verdiğiniz

sözleri tutsunlar diye....

Biz hatırlatırız....

Gazeteciler...

Hani ön yargıyla eleştirdiğiniz bizler...

‘Engelliler, Dernek ve Belediyelere başvurarak önlerindeki

engelleri kaldırsınlar” dersiniz

Biz içimizden bağıra bağıra

‘Gölge etmesinler yeter’ deriz

“Engelli arkadaşlarım uyumasınlar,  dışarı çıksınlar.

Toprağa girdiğimizde  zaten ebediyen bir uykuya

dalacakken, yaşarken uyumasınlar” dersiniz

Biz içimizden

“Uyuyan sadece engelliler değil’ deriz…

Uyuyan sadece siz değilsiniz…

Tek Unutulanda!..

UNUTTULAR SİZİ…

UNUTTULAR HER ŞEYİ…

Birçok engelli arkadaşınız

Engelleri aşıp gelemedi…

Unutuldular çünkü…

Baksana işsizlikten dert yanıyor Mustafa…

Sen’li-BEN’Lİ muhabbetlerle işe alınanlardan

Fırsat kalmadı ona…

Belki başka bahara…

Unuttular sizi…

UNUTTUNUZ…

Hiç kafanızı başka yere çevirmeyin

Size söylüyorum….

Unuttunuz…

Birkaç önergeyle geçiştirdiniz

Arkasına düşmeyi

Unuttunuz…

Hani belki hatırlarsınız…

Darp edilen arkadaşınız için

Gölbaşı’nı ayağa kaldırdığınız olayın

Akibetini sorgulamayı

Unuttuğunuz gibi…

UNUTTUNUZ…

Onlar hala karşıya geçemiyor…

Hani belki hatırlarsınız…

Kavga bile ettiniz ‘Bu ankette neyin nesi’ diye…

Ama pardon…

Bunu da…

UNUTTUNUZ…

Gölbaşı  ve Gölbaşılılar için

Çalışacaktınız…

Projeden çok kavga ürettiniz…

Hizmet etmeyi

UNUTTUNUZ…

Uyudunuz…

Bazı insanlar prensipleri için

Partilerini değiştirdi…

Bazıları partileri (menfaatleri)  için

Prensiplerini…

Bunu da

Unuttunuz…

Daha neleri unuttunuz

Kimleri UYUTTUNUZ…

Çok masallar dinledik

Eeee vaatlerde, sözlerde parayla değil ya…

Sat satabildiğin kadar bedava…

Bir varmış, bir yokmuş işte

Peri masalı gibi…

Güzel söylemiş

Cenap Şahabettin

Lafla peynir gemisi yürümez…

Ama siyaset gemisi haydi haydi!...

Onlar unuttu sizi

yine biz hatırlattık...

Siz yargıladınız.... 

Adınızın önüne size sorulmadan bir çok isim konuldu

Bir çok isim konuldu

Biz size yakışan isimleri

hatırlattık...

Sizi unutanlara…

Biz sorduk sizin yerinize….

Onların  tek bir adı var …

Sahi… Ya sizin…

Onlar adlarının önüne

kendilerine yakışanı koydu…

Sahii Ya siz….

ENGEL/SİZ/ SİNİZ!...

Bu kadar çok şey yazdım

Ama biliyorum yine anlaşılmayacak….

Herkes anlamak istediği gibi anlayacak…

Aynı Hz Mevlana’nın dediği gibi…

"Ne kadar konuşursan konuş,

anlattığın karşındakinin anladığı kadardır"…

ENGEL-siz günler dilerim…

Çiğdem Şirin